Teknoloji haricinde bambaşka bir Japonya daha var! Doğasıyla, yüzyıllardır iç içe yaşayan bir Japonya’dan bahsediyorum. Sıcak sularında Japon kar maymunları ile yüzebilir, Japon adalarına Misen Dağı’nın tepesinden bakabilirsiniz. Japonya sanki doğanın başkenti gibi. İnsanlarla doğanın nasıl güzel yaşayabileceğinin bir kanıtı burası!
Japonya aktarmam için beklerken Wild Japan (Vahşi Japonya) belgeselini izlemeye başlıyorum. İlk başlarda inanmadığım, belki de abartılıyordur dediğim her şeyi görmek ve deneyimlemek için iki haftam var. Hepsi gerçek! Sular tertemiz, ve tek bir ağacı bile yok etmemek için yollar değiştirilmiş. Şehrin, teknolojinin, animenin ve turistlerin ötesinde bambaşka bir Japonya’ya hoşgeldiniz!
Yazımıza başlamadan, eğer okumadıysanız, aşağıdaki iki yazımızı da okuyabilirsiniz:
Okayama
Okayama prefektörlüğünün merkezi olan Okayama genelde turistlerin trende geçerken gördüğü bir durak ismi olarak kalmıştık fakat bizim rotamıza eklenecekler arasında!
Aslında pek de kalabalık olmayan bu bölgeye sadece kafa dinlemek ve Japonya’yı bir tık daha yakından tanımak için uğranmalı. Benim yolumun buraya düşmesinin asıl sebebi ise hem yazı yazıp, kafa dinleyebilmek hem de yaz aylarına doğru görebileceğiniz mavi deniz ateş böcekleri!
Konaklama için pek seçenek olmasa da, Airbnb aracılığı ile biraz daha çiftlik tarzı evlerde kalabilir ya da Kamp Houkan-cho Backpacker’s Inn’de kalabilirsiniz. ( Airbnb nasıl kullanılır yazımız için buraya tık tık)
Alt katı bar ve kafe olan bu yer oldukça sıcak ve tatlı bir konaklama seçeceği. Kamp Houkan gençler tarafından işletilen bir yer ve çoğu Türkiye aşığı, hatta bazıları küçükken Kapadokya’ya bile gelmişler bir daha gelmek istiyorlar. Aşırı samimi ve tatlı bir ortam. Ve kalmanızın şerefine bir bardak sake de ikram ediyorlar!
Okayama’da Gezilecek Yerler
İyi de Okayama’ya niye geldik demeye başladıysanız Japonya’da gizli kalmış bir kaç şeyi keşfetmeye hazırsınız demektir!
- Mavi Ateş böcekleri
Okayama’yı güzel kılan ve yolumun düşmesine sebep olan mavi deniz ateş böcekleriyle tanışın! Aslında onlar ateşböceği değil, karides. Genellikle yaz aylarında görebileceğiniz için gitmeden küçük bir araştırma yapmanızda fayda var. Tabiki fotoğraftaki gibi bir kayanın üstünden denize doğru süzülmüyorlar, lütfen gerçekçi olalım! Uzun pozlama ile çekilen bu fotoğrafları yakalamak için ateş böceklerini kavanozların içine toplayıp geri boşalttıklarını sır olarak vereyim.
Bu güzellikleri Inland Beach’te yakalayabileceğiniz gibi Seto denizine bakan herhangi bir sahilde de şansınızı deneyebilirsiniz. Ama Okayama şehrinden biraz uzak olduğunu söylemekte fayda var.
Şimdi gidip fotoğraflayın!
- Kojima Jean Sokağı
İlk kot pantolonun ne zaman üretildiğini hiç düşündünüz mü? İşte Kurishiki şehrinde bulunan bu sokak da Japonya’nın kot pantolonlarının doğum yeri. Tokyo’ya ne kadar uzak olsa da kot pantolonlar için oldukça yüksek bir teknolojiye sahip bir yer burası ve bu yüzden de pek çok kişiyi uzaklardan buraya getirebiliyor. Her türlü, tahmin edemeyeceğiniz tarzlarda kot pantolonları bulabileceğiniz bir yer vadediyorum size!
Sokakta yürürken de tepenizde asılı duran kot pantolonlara bakıp fotoğraflamayı unutmayın. Japonya’da olduğunuzu ve bir şeylerin gerçekten farklı olduğunu hissediceksiniz.
- Okayama Korakuen Bahçesi
1687’de inşasına karar verilen bu bahçe Japonlar için bir dünya mirası! Kral İkeda Tsunamasa tarafından inşa edilmeye başlanan Korakuen bahçesi 13 yılda bitmiş ve 1884 yılına kadar da halka açılmamış. Okayama’da böyle bir bahçe beklemediğinizi biliyoruz ama oldukça büyük ve etkileyici bir yer burası. Uğramadan geçmeyin çünkü içiniz huzurla dolucak!
- Okayama Kalesi
Hazır Korakuen Bahçesi’ne gitmişken tam karşısında yer alan Okayama Kalesi’ne de bir göz atın derim. Girmeseniz bile hem bahçenin hem de kalenin etrafında biraz dolaşın. O kadar sakin ve huzurlu bir yer bölge ki burası! Hatta kale ile bahçeyi bölen Aşahi Nehri kendinizle başbaşa kalmak ve şehrin hemen yanında böyle bir yerin varlığını anlamlandırmak için size zaman bile tanıyacaktır.
Eğer köprüye ya da kaleye doğru giderken sağınızdaki evlere bakarsanız sizi mutlu edebilecek bir ev bile görebilirsiniz! Evin karmaşası, sanatı ve farklılığı camdan size bakıyor olacak.
- Inujima Adası
Modern sanatın buluştuğu bir adaya ayak basmaya hazırsanız lütfen önden buyrun, feribot kalkıyor! Inujima Seirensho Sanat Müzesi’ne ev sahipliği yapan bu ada gerek dizaynı gerek festivalleri ile mükemmel bir cennet. Oldukça küçük bir ada olmasından dolayı bütün adayı yürüyerek keşfedebilirsiniz. Bu küçüklüğünden dolayı da alışveriş ve yemek için çok fazla seçeceğiniz olmadığını belirteyim.
- Nishigawaryokudo Parkı
Şehrin kuzeyinden güneyine doğru uzanan bu parktan yürümeyi unutmayın. Nishigawa Kanalı’nın çevresine kurulmuş bu parkta sizi bekleyen yığınlarca heykel var. Zaten Okayama’ya ilk adımınızı attığınızda bu heykel sevdasını hemen anlayacaksınız. Her köşebaşında birbirinden değişik heykeller sizi bekliyor. Nishigawaryokudo Parkı da hem heykellerle, hem de kanalın üzerindeki ışıklandırmalara ev sahipliği yapıyor. Bir de baharda gittiyseniz demeyin keyfinize.
Burdan yürümüşken Okayama Kalesi’ne doğru rotanızı çevirmeden önce uğramanız gereken bir yer var: The Cafe of Modern Apartment. Oldukça küçük bir kahveci olmasına rağmen dizaynı ve satılan ürünlerin yanı sıra size kahvenizi yudumlarken şehri izleme fırsatı veriyor. Girişi caddenin arkasından olduğu için biraz arayabilirsiniz ama lütfen pes etmeyin.
Eğer acıktıysanız yine sizi taşıma bandında dönen suşilerin arasına yönlendireceğim. Biraz şehrin dışında kalsa da yürüyerek rahatlıkla gidebileceğiniz Sushiro tabak başına 100 yen ödediğiniz ve tabletten sipariş alan bir Ssushi restoranı. Kesinlikle tıka basa doyacaksınız!
- İkura-do Mağarası
Batının en geniş mağarasına hoş geldiniz!Bu mağara tamı tamına 1.2 kilometre uzunluğunda ve 90 metre. Dünyanın tarihini keşfedebileceğin taşlara ev sahipliği yapan İkura-do’da bir kaç şelale de var. Japonya’nın en sıcak mağarası olarak da anılan İkura-do gerçekten doğanın güzelliğini ve eşsizliğini gözler önüne bir kez daha seriyor.
Ben mağara aşığıyım diyorsan İkura-do’ya çok yakın bulunan Maki-do mağarasına da rotanı kesinlikle çevirmelisin! İkuro-do mağarasına JR. İkura istasyonundan yürüyerek 15 dakikada varabilirsiniz.
- Bir Yer Keşfedin!
Eğer Kamp Houkan’da kalıyorsanız hemen yanıbaşınızda yer alan Hokancho Sokağı mükemmel bir keşif noktası! Oldukça yerel olan bu sokakta kimonodan perdeye kadar her türlü alışveriş mağazasını bulabilirsiniz. Akşamları da yerel bar ve restaurantları ile Asyalı olma yolunda emin adımlar atabilirsiniz.
- Hahu (本と手しごと): Burası hem bir kitapçı hem de kırtasiye dükkanı. Dükkanda yer alan çoğu şey el yapımı ve oraya özel. Turistlerden uzak bu yerde kısıtlı bir Ingilizceyle ve çizerek sahibiyle anlaşabilirsiniz. Sahibi de tıpkı orda satılan şeyler kadar şirin!
- Tea Room Friend (フレンド): Dünyanın en samimi yerinde en güzel kahvaltıyı yapmak ister misiniz? Bir kahve ve dört parça sandviç ile huzuru bulabileceğiniz bu dükkandan beklentinizi lütfen çok lüks tutmayın ama buranın huzuru ve kendi haline bırakılmış rahatlığı içinizi ısıtıcak!
Hiroşima
Dünya üzerinde nükleer saldırıya uğrayan ilk kent Hiroşima..
Tarihin pek çok acısını içinde barındıran Hiroşima her şeye rağmen yemyeşil bir şehir! Bütün acısını sokaklarında gezerken hissedebileceğiniz gibi şehrin güzelliğinden dolayı geçmişi de unutabilirsiniz. İstasyondan iner inmez Hiroşima halkının barış çağrılarını her tabelada, anıtta görebilirsiniz.
Hiroşima diğer Japonya şehirleri gibi yine yürüyerek her köşesini gezebileceğiniz bir şehir. Guesthouse Hiroshima Mange Tak’de rahatlıkla konaklayabilirsiniz, alt katı kafe olan bu guesthouse konum olarak da merkeze çok uzak değil ve temizlik konusunda da oldukça iyi.
Hiroşima’da Gezilecek Yerler
- Hiroşima Barış Anıtı Parkı
Japonya’daki büyük parklardan biri olan Barış Anıtı Parkı Atomic Bomb Dome’a, Çocuk Barış Anıtı’na, Hiroşima Barış Anıtı Müzesi’ne ve daha nice küçük anıta ev sahipliği yapmaktadır. Bu yüzden de Hiroşima’da gezilecek tarihi yerleri yürüyerek gezebilirsiniz.
Yürürken şehrin bu faciadan sonra yeniden canlandığını fark edeceksiniz. Ben yürürken pek çok insan tarafından durduruldum, hepsi Hiroşima’yı ziyaret ettiğim için mutluluk duyan ve Türkiye’yi çok seven Japonlardı. Siz de onlara kocaman gülümseyin ve konuşun!
- Atomic Bomb Dome
Patlamanın ardından ayakta kalan nadir binalardan birisi olan eski tiyatro binası bombanın etkilerini gözler önüne seriyor. Bombalamanın ardından ayakta kalan binalardan biri olduğu için uzun süre haberleşme ve sığınma için kullanılmıştı. Şimdi de eski halini koruyup, geçmişte yaşananları gözler önüne sererek Japonların da sürekli dilediği şeyi tekrarlamakta. Hiçbir yerin bir daha Hiroşima olmaması…
Nehrin yanında yer alan bu binanın çevresi, sanılanın aksine yemyeşil ve huzur dolu. Bina bütün patlamanın izlerini görmenizi sağlıyor. Bu etkileyici ve tarihi binayı görmeden Hiroşima’yı görmüş ve etkisini kavramış sayılmazsınız, hatırlatayım.
- Çocuk Barış Anıtı
Çocuk Barış Anıtı belki de Hiroşima’yı hissedebilmek için en iyi ve en acı yer. İlk başta anlaşılmasa da dikkatli baktığınızda bir çocuğun elinde bir kuşu tuttuğunu görebilirsiniz. İşte bu çocuk Sadoka Sasaki!
Şehrin biraz daha dışında yaşayan Sadoka, patlamanın ardından sağ kalsa bile, yıllar sonra radyasyonun etkisiyle lösemiye yakalanır. Uzun süre tedavi için hastanede kalır. Sadoka’nın arkadaşı da oyalanması için ona origami yapmayı öğretir ve uzun, sağlıklı bir ömrü temsil eden turna kuşlarını yapmaya başlarlar. İyileşmek ve yaşayabilmek için bin tane turna kuşu yapması gerektiğine inanır Sadoka ve yapmaya başlar! Fakat Sadoka turna kuşlarını tamamlayamadan hayatını kaybeder, bunun üzerine de arkadaşları turna kuşlarını bine tamamlayıp mezarına bırakırlar.
Daha sonrasında yapılan bu anıt ise çocuklar için barışın en saf hallerinden biri. Çevresini dünyanın her tarafından gelen turna kuşlarının ve origamilerinin sardığı bu anıtta çocukların barış dileklerini göreceksiniz.
Sadoka’nın elinde tuttuğu bin turna kuşundan biri olan bu kuş da savaşın acısını, yaşama inancını gözler önüne seren bir simgedir.
- Hiroşima Barış Anıtı Müzesi
Patlama öncesi Hiroşima’yı, düzlük haline gelmiş bu vahim şehri ve daha sonrasında şehrin kurtuluşunu gözler önüne seren bu Barış Anıtı Müzesi, insanların bu vahşeti görebilmesi için yapılmıştır. Bu yüzden de sembolik bir rakam olarak sadece 50 yen (Yaklaşık 45 cent) giriş ücreti alınmaktadır. Girişin hemen yanında dolaplar bulunmakta, çantanızı montunuzu ücretsiz olarak oraya bırakmanızı tavsiye ederim. Kilitlemek için 100 yen bıraktıktan sonra kilidi açtığınızda paranızı geri alabiliyorsunuz.
Müzenin ilk girişinde, Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı öncesindeki hali yer almaktadır, hatta küçük bir similasyon ile patlama sonrası hangi yapıların ayakta kaldığı ve şehrin nasıl dümdüz olduğunu da görebilirsiniz. Pek çok fotoğrafa yer veren müze aynı zamanda bu nükleer saldırının zararlarını ve gücünü gözler önüne sermekte.
Müzede İngilizce bilen ve bu vahşeti anlatmaya gönüllü pek çok kişi bulunmakta. Atom bombasının ısısını anlamanız için asfalttaki ve şişedeki etkilerini gösteriyorlar ve ekliyorlar; Öyle bir sıcaklık yayıyor ki tek bir canlının yaşaması mümkün değil!
Müzenin en alt katı ise savaş sonrasında bağışlanmış eşyalara ev sahipliği yapıyor. İşte tam burada, savaşın bütün yıkıcı etkisi gözler önüne seriliyor. Bir elbisenin yanı başında, okula giden bir çocuğun cebinden düşen ve eriyen misketleri var. Sadoka Sasaki’nin hikayesini taşıyan turna kuşlarını da burada görebilirsiniz.
Japonların tek bir dileği, müzenin ise tek bir amacı var: Hiroşima bir daha tekrarlanmasın!
- Bir küçük kahve molası!
Hiroden Koi Line’ın üzerinde yer alan bu yere eğer Mange Tak’te kalıyorsanız, giderken ulaşabilirsiniz. Ana yolun üzerinde yer alan bu küçük kafe hem bir kahveci hem de içinde küçük bir tobaccoya yer veriyor. İçeride kimsenin Ingilizce bilmediğini belirteyim, yaş ortalaması da hem sahibinden hem de gelenlerden dolayı biraz yüksek ama herkes çok nazik ve tatlı. Kesinlikle akvaryuma ya da caddeye bakarak kahve içmenizi öneriyorum.
Oldukça küçük bir yer olduğu için de adresini şuraya iliştiriyorum: ふじ茶房, 4-20 Dohashichō, Naka-ku, Hiroshima, 730-0854, Japonya
- Miyajima Adası
Resmi adıyla İtsukushima Adası’na hoşgeldiniz! Üzgünüm ama Miyajima sadece adanın turistik adı. Bu kutsal adaya hayran kalabilir hatta Yukio Mişima okuduysanız, artık kafanızda onun yazdığı ada yaşamını daha iyi canlandırabilirsiniz.
Adanın bin bir güzelliğini, kutsallığını anlatmadan buraya nasıl geleceğinizi hemen söyleyeyim. Hiroşima İstasyonu’ndan buraya gelecekseniz istasyondan JR trenine biniyor ve Miyajima-guchi istasyonuna gelmeniz gerekiyor. Bu tren yolculuğu biraz uzun sürüyor, yaklaşık yarım saat gibi bir şey şimdiden belirteyim.
İndikten sonra kalabalığı takip ederek bile rıhtıma ulaşabilirsiniz. Burada iki feribot seçeneği var. JR Pass’ınız varsa JR feribotunu tercih etmeniz bütçeniz açısından daha yararlı olacaktır çünkü JR feribotları da trenler gibi JR Pass sahiplerine ücretsiz.
Jr Pass’i daha duymadıysanız sizi hemen şuraya alalım.
- Kutsal Ada!
Miyajima adası yıllarca kutsal kabul edilmiş, Şinto ve Budist rahipleri dışında ayak basılması yasaklanmış bir yer. Ada hala kutsallığını koruyor fakat insan ayaklarının adayı kirlettiğine dair olan inanışından vazgeçilmiş.
Çoğumuzun televizyondan, dergilerden yada fotoğraflardan gördüğümüz, denk geldiğimiz denizin içindeki kırmızı kapı -ki aslında turuncu- yani Itsukushima Shrine’de bu adada! 500’lü yıllarda ibadet etmek için inşa edilen bu torii Şinto dinine inananların ibadethanesi.
Adaya ayak basılmaması ve kutsallığı korumak için inşa edilmiş bu torii’nin önünde ibadet şekli de oldukça ilginçmiş. Yıllar boyunca tekneyle buraya yaklaşıp ibadetlerini gerçekleştiriyorlar ve adaya ayak basmadan dönüyorlarmış. Ada pek çok Şinto Shrine ve Budist tapınağına ev sahipliği yapıyor. Miyajima görüp görebileceğiniz en dini adalardan biri!
- Itsukushima Shrine
Feribota ilk bindiğiniz andan itibaren gözünüze çarpan denizin içindeki bu torii bütün ihtişamıyla sizi karşılıyor. İlk yapıldığında oldukça küçük yapılmış olmasına rağmen zamanla büyütülmüş, pek çok defa yangında kül olmasına rağmen yeniden yapılmış.
Gündüzleri suyun çekilmesinden dolayı yanına kadar gidebileceğiniz bu torii akşamları tamamen denizin içinde kalıyor. Gelgitin etkisini bu adada gözlerinizle görebilirsiniz.
- Missen Dağı
Itsukushima Shrine’den gözünüzü alabildiyseniz size Japonya’nın doğasını keşfedilmek için mükemmel bir rota ile geldim! Missen Dağı 535 metre yükseklikte ve buraya çıkmak için teleferike binebileceğiniz gibi iki farklı yürüyüş rotasıyla da çıkabilirsiniz. Yürüyüş rotası gözünü korkutmasın, o kadar güzel manzaralar var ki dinlenirken bile adanın keyfine sonuna kadar varıyorsunuz.
Aman yürüyüşe erken başlayın, ben 4 gibi başladım ve saat 5 gibi tepeye yaklaşmıştım. Fakat teleferik bitiyor ve dini yerler de kapatılıyor. Ben şanslıydım ki, çıkarken hiç İngilizce bilmeyen ama dünya tatlısı bir Japon ile tanıştım. Hava kararmakta olduğu için de beni tek başıma indirmek istemedi. Benimle birlikte tepeye kadar geldikten sonra başka yollardan sohbet etmeye çalışarak indik. Yaşadığım en tatlı hiking deneyimiydi. Tepeye yaklaştıkça gördüğüm manzaralar ise muhteşemdi! Seto iç denizinde yer alan bütün adaların yanında Itsukushima Shrine’i de görebiliyorsunuz. Muhteşem bir deneyim, lütfen es geçmeyin!
- Daisho-in Tapınağı
Budist olan Japonlar için çok büyük öneme sahip olan Daisho-in tapınağına çıkmak için dağı tırmanmanız gerekiyor. Zaten Missen Dağı’na çıkıyorsanız dağın eteklerine inşa edilmiş pek çok tapınak göreceksiniz.
O yüzden teleferik kullanmamanızda fayda var hehe.
- Geyikler
Aman dikkat, adaya adım atar atmaz karşınıza bir geyik çıkabilir hatta sizinle oturabilir. Bu geyikler adanın asıl yerlileri ve hepsi oldukça insan canlısı! Tek bir kusurları var, o da her şeyi yemeye çalışıyorlar. Elinizdeki yiyeceği, hatta haritanızı yiyecek sanıp yemeye çalıştıkları bile oluyor. Çoğu tabelada elinizde kağıt taşımamanız gerektiğine dair uyarılar yer alıyor.
Eğer geyiklere kaptırmadan yerim diyorsanız da momiji manju’yu kesinlikle tatmalısınız!
Okinawa Adası
Japonya, Çin ve Tayvan’ın arasında kalan bu adayı gözden kaçırmamanız gerekiyor! Okinawa adası, Okinawa Adalar Topluluğu’ndaki en büyük ada. Naha ise adanın merkezi olarak kabul edilecek şehri.
Japonların yanı sıra bu adada 25 bine yakın Amerikan askeri ve onların eşleriyle beraber 50 bin Amerikalı yaşıyor. Bunun sebebi ise 1945 yılında Okinawa Savaşı sonrasında ABD tarafından ada işgal edilmiş ve 1972 yılına kadar Amerikalılarda kalmış, daha sonrasında Japonya’ya geri teslim edilmiştir. Bu süreçten dolayı da adada amerikanlaşmanın hakim olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Şimdiye kadar Okinawa Adası’nı duymamış olabilirsiniz, merak etmeyin şimdi detayları ile öğrenecek hatta planınıza eklemek bile isteyeceksiniz. Zaten Hiroşima’ya gelmişken bu ilginç yeri de görmeden dönmek olmaz, benden söylemesi.
Ya bu adaya nasıl gidiliyor diye soruyor hatta haritadan Okinawa’nın yerine bakıyor olabilirsiniz. Telaşa kapılmayın Hiroşima Havaalanı’ndan All Nippon Airways’in her gün 11.25’te Okinawa’ya uçuşları var. Uçuş ortalama 2 saat sürüyor, Tokyo’dan gitmek isterseniz de 3 saat civarı sürüyor.
Okinawa’da Gezilecek Yerler
Genel bilgilendirmeyi yaptığımıza göre Okinawa’da gezilecek yerler listesine geçebiliriz!
- Çuraumi Akvaryumu
Atlanta’da yer alan Georgia Akvaryumu’ndan sonra en büyük akvaryum olarak bilinen Curaumi Akvaryumu en büyük akvaryumdur. Buraya kadar gelmişken sadece Dünya’nın en büyük vatoz cinsi olan manda vatozunu görmeden dönmemeniz gerekiyor.
Bu arada akvaryumda yer alan panellerin büyüklüğü ile suyun berraklığı bir araya geldiğinde kendinizi suyun içerisinde hissedebilirsiniz.
- Aka Adası
Şirin bir tatil planınız varsa Aka Adası biçilmiş bir kaftan! Aka Adası, huzuru bulabileceğiniz sessiz bir cennet noktası çünkü adanın nüfusu sadece 400 kişi. Bu yüzden balıklarla yüzüp, güneşlenmek için mükemmel bir tercih olan Aka Adası’nı kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
- Kerama Adaları
Okinawa takım adalarının bir parçası olan Kreama Adaları 22 küçük adacıktan oluşuyor. Eğer Japonya’nın doğası ile iç içe olmak istiyorsanız ve bu doğayı yakından keşfetmek istiyorsanız rotanıza bu ada takımını ekleyin. 2014 yılında ulusal park ilan edildiğinden beri doğal güzelliği ekstra korunuyor. Adaların yalnızca dördünde yerleşim bulunduğunu da eklemek istiyorum.
- Shuri Kalesi
Biraz daha klasik bir nokta ekleyeyim diyorsanız ve mimari meraklıysanız Shuri sizin için Okinawa’da yer alıyor. Buraya gitmek istiyorsanız erken kalkıp gitmenizde fayda var yoksa gününüzü burada bitirebilirsiniz. Bu kaleyi sadece görmüyor deneyimleme imkanına da sahip oluyorsunuz.
Ryukyu Krallığı döneminden kalma geleneksel tatlıları ve yasemin çayını deneyebilir, yöresel yemeklerle midenizi doldurabilirsiniz! 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne alınan Shuri Kalesi, Okinawa Savaşı sırasında darbelerden dolayı yıkılsa da 1992 yılında gerçeğine uygun şekilde yeniden inşa edilmiştir.
- Myako Adası
Okinawa takım adalarının en büyüğü Miyako Adasıi şeker kamışı ve kahverengi şeker üretimiyle ünlü. Pasifik Okyanusu’nun ortasında yeşil ve maviyle dolu mükemmel bir tatil yapabilirsiniz.
Miyako adasının bir temsili niteliğinde olan Maehama Kumsalı 7 kilometre boyunca uzanıyor. Doğu’nun en güzel beyaz kumsalına ev sahipliği yapan Maehama kumsalına gelmeden sakın dönmeyin.
- Mihama Amerikan Köyü
Bir ada ne kadar Amerikanvari olabilir diye soruyorsanız burayı görmenizde fayda var; ama biraz daha alışveriş odaklı bir yer. Restoran ve pek çok mağazanın bulunduğu bu köye akşam üzeri gitmelisiniz çünkü ışıklandırması bir harika.
Eğer Japonya üzerine daha fazla merak ettikleriniz varsa sizi aşağıdaki yazıya alalım:
Japonya’da gezilecek alternatif yerler yazımızın sonuna geldik. Sorunuz veya yorumunuz varsa aşağıya bırakabilirsiniz.
Sevgiler.