Herkese selam!
Gezgin hikayeleri serimize devam ediyoruz. Bugün tanımaktan övündüğümüz, gezgin bir çiftimizin hikayesini anlatacağım 🙂
Erdi ve Burçin ile bir arkadaşımızın siz kesin tanışmalısınız demesi üzerine, sosyal medya mesajlaması ile başlayan bir arkadaşlığımız var. Kendileri, şu anda içeriklerini herkesin özenerek takip ettiği Trail of Us hikayesinin kahramanları. Bu aralar ikisi için de süper hareketli bir dönem olduğunu tahmin ediyorum. Önce işleri bıraktılar, sonrasında Trail of Us Vanlife ile yola devam edecekleri duyurdular. Bu yoğunluk ve koşuşturmada bizim bir sürü sorumuzu cevapladıkları için teşekkür ediyorum.
Bir gün Türkiye’nin “gezgin çift”i olarak her yerde göreceğimiz Trail of Us ile yaptığımız sohbete geçiyorum.
Arkadaşlar selam, çoğu kişi sizi tanıyor ama kısaca Erdi ve Burçin kimdir bahsetmek ister misiniz?
Biz Burçin ve Erdi. İkimiz de İzmir’liyiz ve Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezunuz. Aynı şehirden ve üniversiteden olmamıza rağmen, 6 sene önce İstanbul’da startup bir mobil reklam firmasında birer ay arayla çalışmaya başlayarak tanıştık. 1 ay önce de uzun zamandır hayalini kurduğumuz seyahatler için çılgın bir karar alıp, epey emek verdiğimiz işlerimizden ayrıldık ve yeni bir maceraya atıldık. Bakalım neler olacak!
Bu soru kim bilir kaç kere sorulmuştur, ama nasıl başladı bu trail of us hikayesi?
Aslında “Trail of Us” uzun zamandır peşinde koştuğumuz tutkuların bir meyvesi olarak şans eseri ortaya çıktı. Önceleri beraber çalışmamızın bir faydası olarak iş seyahatlerini fırsata dönüştürüyorduk, sonra yılllar içinde yeni yerler görme isteği bambaşka bir tutkuya dönüştü ve yavaş yavaş daha da deneyim odaklı bir hayat yaşamaya başladık.
Seyahat üzerine bir de bu anları dokümante etme arzusu eklenince fotoğraf ve video konusunda kendimizi geliştirdik. Bir sene önce de bu içerikleri daha profesyonel şekilde paylaşmaya karar verdik. Bunu yapma nedenimiz; birçok insanın aslında planlama sorunları nedeniyle yola çıkamadığını fark etmemizdi. Hem Türkçe kaynak yaratmak, hem de bir nebze olsun motivasyon yaratabilmek adına Trail of Us’ı kurmaya karar verdik.
Biraz blog’tan da bahseder misiniz, önce sosyal medya ile başladınız, sonra blog ve video’lar geldi. Nasıl organize oluyorsunuz?
Yıllardır beraber çalışmaya alışık olduğumuz için her şeyi iş bölümü içinde yapıyoruz. Önce oturup beraber fikirlerimizi konuşuyoruz, sonra herkes yapılacaklar listesini bitiriyor. Aslında en başından beri tüm platformları hayata geçirmek aklımızdaydı ama tabi 10 ayı tam zamanlı işlerimizle geçirdiğimiz için bazı şeyler yavaş yavaş oldu.
Biz startup kültüründe yoğurulduğumuzdan tüm işleri kendi başımıza halletmeye alışık insanlarız. Tüm öğrendiklerimizi yoğun araştırmalar ve sayısız video ile öğrendik diyebiliriz. Herkes her şeyden anlıyor ama en çok keyif aldığımız şeylere göre iş paylaşımı yapıyoruz. Ben (Burçin) daha çok yazıyorum, Erdi ise daha çok video editing gibi işlerle uğraşıyor. Fakat her ürettiğimiz içerikte de ikimizin parmağı oluyor. En çok da bunu seviyoruz.
Daha çok seyahat için yaşam ipuçları da paylaştığınızı söylüyorsunuz, tam olarak ne kast ediyorsunuz?
Bizce seyahatler buz dağının görünen kısmı! Senede 1 kez popüler bir lokasyona seyahat etmek amacında değilseniz, yeni şeyler deneyimlemek istiyorsanız, turlara bağlı kalmak istemiyorsanız ve hem bütçe olarak açılmamak, hem de güzel zaman geçirmek istiyorsanız seyahatlerin arka tarafında epey çaba göstermek gerekiyor.
Bavulunuzun şekli, ağırlığı, aldığınız kıyafetlerden tutun, gittiğiniz yerlerde tam olarak nasıl bir rota izlemelisinize kadar seyahati daha keyifli hale getiren yüzlerce detay var. İşte burada biz devreye giriyoruz. Biz bu çılgın planlamaları Erdi ile hali hazırda kendimiz için yapıyoruz. Bu bilgileri de paylaşarak herkes için seyahati daha keyifli hale getirmek istiyoruz.
Orası normalde çok kalabalık, nasıl bu kadar boşken yakaladınız? Aa biz oradan hiç keyif alamadık, siz nasıl sevdiniz? gibi şeylerin cevabı genelde düzgün planlama oluyor. Biz de bu ipuçlarını paylaşarak takipçilerimizin seyahatlerden aldıkları keyfi arttırmayı amaçlıyoruz. İşe yarıyorsa ne mutlu bize!
Düşündüğünüzde bile dilinizi ısırdığınız br hayal vardır mutlaka, sizinle görüştüğümüzde hissettiğim oydu 🙂 Nedir o hayal, gezmenin bir meslek olması mı? Uzaktan çalışabilecek iş formatları kurup, mobil yaşamak mı? Doyoutravel olmak mı yani trail of us’ın ultimate hayali?
Biz hiçbir zaman sadece yolda olmayı düşleyen insanlar olmadık. İkimiz de hem gezmeyi, hem de evde olmayı çok seviyoruz. Bu bize doğal bir yaşam döngüsü gibi geliyor. Deneyimle, dinlen, sindir, sonra yeniden deneyimle gibi. O yüzden 1 numaralı hayalimiz insanları daha fazla harekete geçirebilmek, yeni şeyler deneyimlemek için motive edebilmek.
Biz de, trail of us olarak bu tutkularımızı perçinleyen birçok insanı örnek alıyoruz, onlardan ilham alıyoruz. Aynı şekilde bizi takip eden insanlara bir nebze olsun ilham ve kaynak olmak istiyoruz. Anın, doğanın ve yeni şeylerin tadını beraber ve kendi hızımızda çıkarabildiğimiz, dengeli bir hayat tek hayalimiz diyebiliriz.
Samimi olmak sizin için kullanılan ilk sıfatlardan biri. Ne diyorsunuz, samimi olmanın bir formülü var mı? Yoksa sadece kendimiz oluyoruz ve yetiyor mu diyorsunuz?
İnsanlar ne düşünür diye değil, biz bu konu hakkında ne düşünüyoruz diye bakıyoruz birçok şeye.
Ne güzel bunu duymak! Biz bu işe başlarken Erdi ile tek bir karar aldık, o da her söylediğimiz samimi, içimizden geldiği gibi olsundu. Sosyal medyada çok kolay kitlelerden etkilenip daha onaylanır bir yola girme ihtiyacı hissedebiliyorsunuz. Bizim o nedenle bir numaralı kuralımız bu oldu. İnsanlar ne düşünür diye değil, biz bu konu hakkında ne düşünüyoruz diye bakıyoruz birçok şeye.
İki kişi olmanın da verdiği bir kuvvet var. Bir de fotoğraflarda poz vermemeyi öğretiyoruz kendimize. Hem biz de o anı tam olduğu gibi hatırlamak istiyoruz. Sonuçta bunları her şeyden önce kendimiz için yapıyoruz. O yüzden güzel çıktım, çirkin çıktımlara değil, o ana odaklanmaya çalışıyoruz.
Bir kaç klişe soru soracağım. Aslında bir kaçını blog’ta cevapladınız bile. Trail of Us nasıl bu kadar hızlı büyüdü ve büyüyor?
Bizce devamlı iletişim kurmak gerekiyor. O yüzden biz günlük paylaşımlar yapmaya özen gösteriyoruz. Ek olarak harekete geçme motivasyonu yaratabilmek adına hissetiğimiz şeyleri fotoğraflara, videolara ve yazılara elimizden geldiğince geçirmeye özen gösteriyoruz. Bunu yaparken görsel kaliteye de epey odaklanıyoruz. Çünkü bazen sizi oraya götüren tek bir fotoğraf bile olabiliyor. Önemli olan keyif almak, ancak sizin keyif aldığınız şeyler sürdürülebilir olur. O yüzden odaklandığımız şeylerin en tepesinde de bu var.
Direkt soracağım. Para işi ne olacak, korku var mı? Sponsor buluruz ve ilerleriz diye mi düşünüyorsunuz?
Yaklaşık 4-5 senedir bu günler için para biriktiriyoruz. Eşyalara bağlı kararlar vermemek adına bu zamana kadar sade bir hayat yaşamaya çalıştık. O nedenle bizi bu kararı alırken bağlayan çok fazla şey olmadı. İkimiz de çalışkan insanlarız, daha önümüze aklımıza gelmeyen yepyeni şeyler çıkacağına inanarak bu kararı aldık.
Elbette ki yolculuğumuz esnasında, Trail of us olarak beraber çalıştığımız markalar da olacaktır. Günlük hayatımızda kullandığımız, beraber yürümek isteyeceğimiz markalar olduğu sürece bu fırsatları da değerlendirmeye açığız. Bizce buradaki motivasyonunuz para olmadığı sürece güzel işler çıkarmak hiç de zor değil.
İnce eleyip sık dokuyunca kazandığımız para yeterli olmayabilir. Bu durumda hep şunu düşündük, diyelim ki her şey ters gitti ve olmadı, o zaman geri döner ve profesyonel mesleklerimizle devam ederiz. Bu zamana kadar yaptığımız gibi, birbirimize tutunarak bir şekilde yolunu bulacağımıza inanıyoruz. Siz de güzel enerjilerinizi eksik etmeyin!
İşin biraz felsefesine girmek istiyorum. Bu aralar herkese sorduğum soru bu aslında, çünkü biz de Filgezi’de benzer şeyler düşünüyoruz. Nomad’lik, traveller’lık çok popüler bir trend haline geldi, bir sürü gezi blogu var ve artmaya devam ediyor. Ne diyorsunuz, ne olacak bu gezi blogger’lığının durumu?
Seyahat etmenin o kadar farklı yolu var ki. Sırt çantanızı kapıp 6 ay Asya’yı da gezebilirsiniz, 1 hafta sadece sonsuzluk havuzlarında kokteyl içmek için de Asya’ya gidebilirsiniz, yoga yapmak için de. O yüzden bizim amacımız biraz daha bizim kafamızdaki insanlara hitap edebilmek. İnsanları düşünmedikleri yeni deneyimleri düşünmeye itmek. Trail of us‘ a içeriklerimizi de bu bağlamda üretmeye çalışıyoruz. O yüzden bizim saatlerce uğraşıp internetin dip köşelerinden derlediğimiz ve gidip deneyimlediğimiz bilgilerin hala değerli olduğuna inanıyoruz.
Klişe sorulara devam ediyorum, önerileriniz nelerdir arkadaşlar? Fotoğraf mı öğrenmek mi, iyi bir travel partneri bulmak mı, yazı dilini geliştirmek mi, ünlü blogger’ları replike etmek mi? Bu yolda başarılı olmak isteyenlere altın değerinde öneriler nelerdir 🙂
Trail of us olarak bizce keyif aldığınız şeyleri yapmak bu işin tek formülü. Yine tekrar edeceğiz ama ancak keyif aldığınız şeyleri yaparsanız sürdürülebilir olabileceğine inanıyoruz. Aksi halde ürettiğiniz içerikler tutsa da sizi mutlu etmeyecektir. Bu işler gerçekten çok emek istiyor. Bundan keyif almayan hiç kimseyi sabah 5’te gün doğumu izlemeye 5 km yürütemezsiniz. O yüzden önemli olan neyi sevdiğinizi keşfetmek olduğuna inanıyoruz. Bunun için de bol bol deneyimlemek, harekete geçmek lazım.
Şu ana kadar gittiğiniz ülkeler aklınıza ne tek kelimeyle neler getiriyor?
- Val d’Orcia: Tablo
- Filipinler: Cennet
- Hawaii: Doğa Ana
- Dubrovnik: Orta Çağ
- Urla: Samimiyet
İlginç yol öykünüz var mı bizimle paylaşabileceğiniz 🙂
İşin en güzel kısmı seyahatlerde yüzlerce ilginç şeyle karşılaşmak! Şimdiye kadar yaptığımız en ilginç şeylerden biri Hawaii’de Haiku Stairs ya da Stairway to Heaven olarak bilinen Ko’olau dağının 750 metre yüksekliğindeki tepesine 3922 merdivenle tırmanmaktı. Merdivenler, İkinci Dünya Savaşı sırasında askeri radyo istasyonuna ulaşmak amacı ile inşa edilmiş ve radyo istasyonunun kapanması sonrasında kullanıma kapatılmış.
Tabi trail of us durur mu? Buraya tırmanmaya birçok insan devam ediyor. Biz de sevdiğimiz bloggerlardan bu aktiviteyi bayıla bayıla izliyorduk. Oahu’ya gitmeye karar verince riskleri değerlendirdik, gerçekleşebilecek sonuçları kabul ettik ve bu deneyimi yaşamaya karar verdik.
Buradaki güvenlik dışındaki en büyük sorun merdiven girişinde bekleyen polisler. Yakalanırsanız hem tırmanışınıza izin vermiyorlar, hem de rivayete göre ceza kesiyorlarmış. O yüzden aylarca farklı yollar için araştırmalar yaptık ve en sonunda arkamızdan bağıran polislerden gerçekten koşarak kaçarak bu dağa tırmanmayı başardık.
Bize ilham veren gezginlerin hikayelerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Trail of us’a bize ayırdığı vakitten, enerjilerinden ve özenle verdikleri cevaplardan dolayı teşekkür ederiz. Umarız size de ilham kaynağı olmuşlardır.
